Bugüne kadar gelen şiirlerinden, türkülerinden adını bildiğimiz Karacaoğlan hakkında Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar önemli bir bilgi edinilememiştir. Halk edebiyatımızın öteki usta ozanlarında olduğu gibi, Karacaoğlan'la ilgili derinliğine bilgilerin sağlanması da ancak ciddi, bilimsel araştırmalara başlanmasıyla ve birçok bilim adamının kendisini halk edebiyatına adamasıyla birlikte olanaklı olmuştur.
Bütün dünyada yüzlerce, dilimizde ise tam on beş kez, nazım veya düz yazı biçiminde çevirisi bulunan Ömer Hayyam rubailerinin ozanı Gıyasüddin İbrahim'in oğlu, Ömer Hayyam'ın, hayata gelişi üzerinden dokuz yüz elli yıla yakın bir zaman geçmiş bulunuyor, ölümünden sonra değil, yaşadığı günlerde bile, çoğu yanlış yargıların çemberi içine alınmış olan İran’ ın ve dünyanın bu en sayılı bilgelik ustası gül, aşk, adalet, barış ve sevinçten örülü kalmasını arzuladığı evrene gözlerini kapadıktan üç yüz yıl sonra, gerçek anlayışın getirdiği sevgi ve hayranlık rüzgârı ile insanlığın malı olmuştur. Matematik, fizik, hekimlik ve gökler ilmi gibi kollarda, zamanında büyük ün bırakmış olan, bugün bile Batılıların şaşkılı bir beğeni içinde okudukları ilim eserlerinden başka, felsefe alanında da yeri bulunan Hayyam, kendisini ve rubai biçimi içinde bağdaşıp ruh bulmuş olan şiirlerini uzun yıllar ters anlayışlara, maksatlı görüşlere veya dar kavrayışlara tanıtamadı.
ŞAİRLERİMİZİN ve YAZARLARIMIZIN KULLANDIĞI TAKMA İSİMLER
Views : 577
Favoured : Yok
Türk edebiyatının ünlü kalemleri kitaplarını, şiirlerini ve makalelerini, takma isimlerle yayınlayarak tanınmamanın getirdiği özgürlükten yıllarca faydalandılar.
Ordinaryus Profesör Paf-Puf, Torik Necmi, Kartal, Çömez, Akbaba, Akşamcı, Çileli gibi müstear (takma) isimleri kullanarak okuyucularıyla buluştular. Bu isimlerin sahipleri anlaşıldıkça kendilerine başka adlar ve hatta karşı cinsten isimler belirleyen yazarlar, böylece Türk edebiyatına da renkli kişilikler kazandırdılar. En çok takma isim kullanma rekoru Aziz Nesin'de.
İstanbul Paşabahçe Ferit İnal Lisesi'ni bitirdi.İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü'ndeyken öğrenimini tamamlayamayıp ayrıldı.Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlandı.1992 Orhon Murat Arıburnu ve 1994 Cemal Süreya şiir ödüllerini kazandı.
Şiir Kitapları :Rüzgarla Dolu (1992), Aşağı Üsküdar (1995), Yağmurlu Leylak (1997), Karnafil Kırıkları (1998)
UZAKTAN O ŞARKI
Uzaktan bir şarkı dökülüyor
Yarıncıl yanımdaki hüzzam yağmura
Yan masada kalbine kanatlar çizen adam
Ölüyor avucunun içine aldığı
Kadının ojeli parmaklarına
Sigara bulutları altında
Lulu diye seslendiği kadının
Sazlı sözlü gözleri
Bardaktaki yapma karanfillere
Hüzünle yönelen o buğulu bakışı
Daha çok rakının marifeti Kaçır beni haydut kaçır diyor
Kendi yalnız dağlarına
Yarın bulamayabilirim bu cesareti
.
İlk ve orta öğrenimini Ardanuç, Bursa, Ankara ve Çanakkale'de yaptı.Siyası suçlu olarak 1980 yılında başlayan cezaevi yaşamı 1991 yılına kadar sürdü.Dizgicilik, kitapçılık, yayıncılık gibi değişik işler yaptı.Halen Suteni Yayınları ile Kavram Karmaşa dergisini yönetmektedir.
Şiir Kitapları : Acemi Aşklar Toplamı (1992), İntihar Kitabı (1994), Aşkın ve Aklın Densizliğinde (1996), Aşkla Buluşur İntihar (İntihar Kitabı'nın geliştirilmiş yeni basımı, 1997)
BENCE, BU BELLEK
bence, bu bellek, kokuşmuş yüzün ayrıksı duruşu
içinde eskil aşkları gizleyen paslı çekmece
tatlı yorgunluktan adını unutan bir kızın hikayesi
bence, bu bellek, geçmişi ve geleceği anımsadıkça tedirgin
düşürür kirpiklerini, bir dipsiz uçuruma
sonra reddeder uykuyu, kaoslardan doğacak çocuk uğruna
bence, bu bellek, kapısını kilitlemeyip çıkar ev(ren)den
kışlık saraya yürür, erkenci devrimlere uğrar
bozgunlardan payına düşeni yüklenip girer annesinin dölyatağına
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra avukatlık mesleğini seçti.Türkiye Yazıları, Yarın, Üç Çiçek, Tan, Yazko Edebiyat, Edebiyat Dostları, Yeni Düşün gibi dergilerde şiirleri yayımlandı.Yayıncı olarak Edebiyat Dostları dergisinde çalıştı.
Şiir Kitapları : Yalan Şiirler (1983), Tören Provası (1989), Kırgınlıklar Galası (1997)
KALBİ KANAMALI TEK BEN MİYİM
rahatda dinleyin arkadaşlar
şart mıdır bir çocuğu sevmek için yetim bırakmak
insan ilk kez kendi kanıyla nerde karşılaşırsa ordasordum bunu orda aşkta susup yataklarda dillenen bir şehir vardı çok uzakta
kış boyu kendi kanizlerinden yürüyerek dünyadan çıkan adamlar
dünyaya biraz daha sokulmak için sahile indim
beşerli üç poşet sudakaydırmataşı aldım bir çingeneden
narindim fırlatırken, yas tuttum suya gömülen her taşa
kiralık bir sesle ağladım, bir balıkçı susuyorum sandı
zariftim mektubunu koyduğu zarfa her pulu beğenmeyen ahali kadar
bir çoğuyla şemsiyelerinin altında tanıştım, yağmur sokağı
parçalayarak yağar ben "aşk kararı sayıl'cak!" ritmiyle yürürdüm sokaklarda
bir kaçını da yatakodalarında tanıdım
çirkin miydi iki gövdenin arasından görünmesi bir denizin
sevmedim onları, seviştim fakat aldatmadım
.